Loading....
Hat: Osmanlı’da güzel yazı yazma sanatına verilen addır. Bu sanatı icra eden sanatkarlara da Hattat Önceki yazımız “Vav’ın sırrı” hikayesinde bahsedilen Hafız Osman bir hattattır. Hattatlık icazeti alan kalfalar, yazdıkları hat eserlerine Ketebe adı verilen imzalarını atarlardı. Böylece o hattı kimin yazdığı belli olurdu.
Tezhip: Altınlama diye de geçen bir sayfa süsleme sanatıdır. Özellikle el yazması Kuran-ı Kerim nüshalarında, önemli evrak ve fermanlarda, sayfayı aydınlatmak adına, kenar ve satır aralarına, altın ve boya karışımı ile yapılan süslemelerdir. Süslemeyi yapan kişiye, kadın ise Müzehhibe, erkek ise Müzehhip
Minyatür: Genellikle el yazmalarını aydınlatmak amacı ile yapılan küçük ve perspektifsiz resimlerdir. Osmanlıda nakış ismi ile anılan bu resimleri yapan kişilere de nakkaş denirdi ve bu resimler genellikle tezhip ile süslenirlerdi.
Ebru: Kitre (öküz ödünden elde edilen bir zamk) ile özel olarak hazırlanmış teknede ki suya, yine özel bir şekilde hazırlanmış boyalar ile yapılan bir resim türü. Öyle ki Osmanlı döneminde Avrupa’da çok rağbet gören ebru ile boyanmış kağıtların, Türk Kağıdı olarak adlandırılmasına sebep olan ve bir çok kişiye iş imkanı sağlayan bir sanat dalıdır. Ebru sanatı ile boyanmış sayfalara hat levhalar, minyatür tablolar yapılırdı. Bunun haricinde gül, karanfil ve lale gibi Türklere özel desenler de işlenerek münferit tablolar da oluşturulurdu.
Çini: Özellikle İznik ve Kütahya’da yaygın olarak yapılan, seramik bloklar üzerine yapılan ve genellikle camii, hastane, okul vb. yapıların iç süslemelerinde kullanılan bir sanattır. En güzel çini örneklerini, yabancıların Mavi Camii de dedikleri, Sultanahmet Camii’nde (Blue Mosque) görebilirsiniz.
Çeşitlerini belirttiğimiz bu sanat dallarında, Osmanlı İmparatorluğu 624 yıllık tarihi boyunca dünyaya çok güzel ve zarif sanat eserleri bırakmışlardır.
Son Güncelleme: 18/04/2019 Yazan: Bayrak Müzayede